Muhsin Bey restore edilecek.
Sinemamızın bir klasiği daha geleceğe kalacak
Yavuz Turgul, Şener Şen birlikteliğinin ilk filmi Muhsin Bey restore edilecek. Turgul, restorasyonun uzun sürse de yapılacağını, filmin DVD’sinin çıkacağını söyledi
Kıymeti zamanla anlaşılan filmlerden biri Muhsin Bey. Yavuz Turgul’un 1986’da çetiği film, gösterime girdiği 1987 mayısında çok da seyircinin ilgisini çekmemişti. Ama yıllar içerisinde değeri anlaşıldı. Türk sinemasının ‘en’leri seçkilerinde her zaman ilk 10 içerisinde yer almayı başardı. Artık Türkiye sinemasının klasikleri arasında gösterilen Muhsin Bey filmi için, dün Caddebostan Kültür Merkezi’nde tarihi bir buluşma gerçekleşti. Çekildikten 25 yıl sonra özel bir gösterimde filmin ekibi, yönetmen Yavuz Turgul, oyuncular Şener Şen, Uğur Yücel, Osman Cavcı, yapımcı Abdurahman Keskiner, sanat yönetmeni Arzu Başaran ve müzisyen Atilla Özdemiroğlu tekrar bir araya geldi. Yaklaşık 500 sinemaseverin katıldığı gösterimin ardından SİYAD Başkanı sinema yazarı Tunca Arslan’ın moderatörlüğünde film ekibinin katıldığı bir de söyleşi gerçekleşti. Türkiye’deki 1980 sonrası değişimi, müzik organizatörü Muhsin Kanadırık’ın, asker arkadaşının yeğeni Ali Nazik’e albüm çıkartma serüveni üzerinden anlatan filmin yönetmeni Yavuz Turgul, söyleşide bir de müjde verdi. Zaman zaman festivallerde ve nadiren de olsa TV gösterilen filmin, yakında restore edileceğini ve DVD’sinin çıkarılacağını duyurdu. Türkiye’nin sürekli bir değişim sürecinden geçtiğini anlatan Turgul, “Değişim karşısındaki davranışlar, insanları anlamızı sağlar” dedi. Şener Şen ise yönetmen olarak Yavuz Turgul’la ilk defa Muhsin Bey’de çalışmaya başladıklarını hatırlattı. “İkimiz de Arzu Film’den geliyoruz. Yavuz ile ortak duygularımız fazla. Onun sinemaya, hayata, insanlara bakışı benimkiyle uyuşuyor” diyen Şener Şen, Muhsin Bey’i de Yavuz Turgul ve Şener Şen birlikteliğinin başlangıcındaki özel bir film olarak nitelendirdi. Uğur Yücel ise Ali Nazik’i oynamak için bir süre Urfa’da yaşadığını anlattı. Yücel “Bu film beni bir şeyler bulmaya itti. Ben de Ali Nazik’i buldum. Hâlâ o Anadolu yolculuğunun üzerimde etkisi vardır” dedi. Son sözü ise yine yönetmen Yavuz Turgul söyledi: “Muhsin Bey gösterime çıktığında salonda altı kişi izlemiştik. İkisi eşim ve bendim. Hayatım boyunca sinemanın battığını da gördüm, salonların kapandığını ya da filmlerin rekorlar kırdığını da. Her ne olursa olsun sinema özel bir sanat ve filmlerin seyirciyle kol kola yürümesi gerekiyor.”
OLKAN ÖZYURT 04.12.2011
Kaynak: http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/sinema/2011/12/04/sinemamizin-bir-klasigi-daha-gelecege-kalacak
353 defa okundu.
Eşkıya (1996)
35 yıl önce Cudi dağlarında bir grup eşkıya jandarma tarafından yakalanır. 35 yıl içinde eşkıyaların hepsi ya hastalıktan ya da bölgedeki hesaplaşmalardan ötürü can vermiştir. Biri dışında; Baran…Baran 35 yıl sonra hapisten çıkınca ilk işi köyüne dönmek olur. Ama doğduğu topraklar şimdi baraj suları altındadır. Geçmişin izlerini sürmeye başlayan Eşkıya, yıllardır bilmediği bir gerçeği öğrenir. Hapse düşmesine en yakın arkadaşının ihaneti neden olmuştur. Bu arkadaş Eşkıya Baran’in çocukluk aşkını, Keje’yi satın alarak İstanbul’a kaçmıştır. Eşkıya ne İstanbul’u ne de arkadaşının adresini bilmemektedir. Tren’de, Tarlabaşı’nın arka sokaklarında büyümüş, pavyon, kumarhane, uyuşturucu muhabbetinin içinde yaşayan Cumali adlı genç bir adamla tanışır. Onla birlikte İstanbul’a gider ve kendisinin derdinin yanında bir de Cumali’nin derdiyle uğraşmaya başlar. İstanbul ve bu karanlık sokaklar adım adım sevdiği kadın Keje ye yaklaştırır Eşkıya’yı….
357 defa okundu.